10 Aralık 2009 Perşembe

2008 de bu günler Alexis'in günleriydi. Bu sene de öyle. Hatırlıyorum da Yunanisyanın bize yaşattığı heyecanı... Yeniden gözyaşlarına boğulmak için sebeplerimiz olmuştu. Garip, pek anlatılabilir değil sanırım yaşanan heyecan. Bu yıl ise yunanisyanda sanki darbe var. 1000'e yakın kişinin göz altına alınması insana başka bir şey dedirttirmiyor. Bugün ise devletin yaptığı darbeyi tartmaya çalışınca -her ne kadar içinden çıkamasam da bu sorunun- sürekli "nasıl" ve "eksik olan ne" sorularını soruyorum. Bu bir yenilgi mi yoksa gerçekten de bi zaferin sonucu mu? Bir şey ortada ki o da artık ne cancanlı mağazalar ne de ana akım medya aralık isyanını ve Alexis'i unutturamıyor yunanisyana.

Yunanisyandan anarşistlerce yayınlanan son filmde (bildiğim kadarıyla en son o yayınlanmıştı geçen haftalarda) yazılan bir bildiriden birkaç satır hiç aklımdan çıkmıyor: "Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak". Yaşamlarının aralık isyanıyla değiştiğini söylüyorlardı. Bu cümleyi her okuduğumda bütün benliğim yeniden varolmak için tekrar ve tekrar yanıyor. Ne için, neyi bekliyoruz bilmiyorum. Yaşamlarımız en belirgin erk tarafından ele geçirilmişken nasıl yaşayabiliyorum onu da bilmiyorum. Kocaman bir boşlukta uçtuğum şu günlerde bu sorular sanırım daha büyük bir boşluk yaratacak içimde ama ne yapabilirim sormak için yaşıyorum. Ama artık bir dönüm noktasının yaklaştığını seziyorum(kendim için).

Sokaklar yanmaya başladığında alevler dansımıza eşlik edecek ve karanlığı süsleyen ay, yalnız  gecelerimizi bize unutturarak yanı başımızda duran dostlarımızın benzersiz silüetlerini gösterecek.

Yunanisyanla ilgili geişmeleri www.ainfos.ca/tr sayfasından takip edebilirsiniz.

Hiç yorum yok: